Deniz, topluluk üyelerinin açığa alınan iki akademisyen, ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi Sibel Bekiroğlu ile Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde araştırma görevlisi Mehmet Mutlu’nun nöbetine destek verdiğini anlatıyor. Hatta nöbete destek verdikleri için iki öğrenciye rektörlük tarafından soruşturma açıldığını, bir öğrencinin de bursunun kesildiğini söylüyor. “Sibel ve Mehmet hocamızla başlayan bu dalganın büyüyeceğini düşünüyorum ben. Akademisyenler bir sürü konudan şikâyetçiler ama bunun için rektörlük alanında nöbete gelmiyorlar. Orta Doğu Teknik Üniverpin-up oyunu (ODTÜ) bir zamanlar Türkiye’nin en canlı, hür kampüslerinden biriydi. Ancak 2014’te Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kampüsteki ağaçları keserek yol inşa etme girişimine karşı gösterilerin bastırılmasıyla başlayan özgürlüklerin daraldığı süreç, daha sonraki yıllarda mezuniyet törenlerinde gökkuşağı bayrağı açan öğrencilerin yargılanmasıyla devam etti. Son olarak, 17 Haziran’da odağına iklim krizi ve ekolojiyi alan bir etkinlik rektörlük tarafından yasaklandı. Raporda Çanakkale, Adana, Hatay, Kütahya, Maraş, Muğla ve Zonguldak’ta hâlâ faaliyette olan kömür santrallerinin üzerinde çalışma yapılarak birçok sonuca varıldı.
Son olarak 18 Haziran’da İstanbul Teknik Üniverpin up Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim görevlileri tarafından kapsamlı bir değerlendirme yayınlandı. Haftalardır Marmara Denizi’nin ortalamanın çok üzerinde ısınması, derin deniz deşarjı, tür çeşitliliğinin azalmasıyla ekolojik dengenin yitirilmesi gibi çok sayıda olguyu konuşmaya başladık. Bugüne kadar yayınlanan söyleşiler ve raporlar ışığında, bakanlığın 22 maddelik eylem planını temel alarak yetkililerden ve deniz kirliliğinde en büyük pay sahibi aktörlerden cevap bekleyen soruları derledik. Konfeksiyon sektöründe, Giyim ve Tekstil İşçileri Sendikası’nın inisiyatifiyle ABD’nin ilk emek bankası olarak kapılarını açıyor. 1927’de ülkenin ilk kooperatif konut projesini finanse ediyor ve grev yapan işçiler için kredi desteği sağlıyor. Halen çoğunluk Birleşik İşçiler sendikasının olan banka 2011’deki “Wall Street’i İşgal Et” protestoları sırasında göstericilere lojistik destek verirken, bağışların toplandığı hesap da bu bankada açılmış. Bu, bankanın özellikle subprime piyasalar olmak üzere yatırımlarının tartışmaya kapalı olduğu anlamına gelmiyor. İzleme çalışmaları ve kampanyaların yanı sıra, şirketlerle kentlerin sebep oldukları karbon emisyonları ve azaltma planlarını paylaşmalarını teşvik için girişimler de bulunuyor. Bunların ilki ve belki de en önemlisi, 2000’de hayata geçen Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project ya da CDP).
21 Nisan 2021’de 43 bankayla birlikte kurulan ağda Ekim 2021 itibariyle 29 ülkeden 60 banka yer alıyor (yeni imzalarla sürekli güncellenen listeye şuradan ulaşabilirsiniz). Türkiye’den tek üye Garanti BBVA, zira bankanın İspanyol hâkim ortağı BBVA girişimin ilk imzacılarından. Toplam yatırım maliyetinin yanında, çalışmada bankalar ayrıca Paris Anlaşması doğrultusunda fosil yatırımları sonlandırma çabaları ve bunları yenilenebilir enerji yatırımlarıyla dengelemek suretiyle geliştirdikleri net sıfır emisyon uygulamaları çerçevesinde ele alındı. Raporda net sıfır emisyon politikası açıklayan 17 bankanın çoğunun bunları uygulamada zayıf ve yetersiz kaldığı vurgulanıyor, özellikle fosil yakıtlara yatırımların sonlandırılmasına ilişkin çok daha kararlı adımlar atılması gerektiği ifade ediliyor. Bunların başında en doğal ve düşük maliyetli çözümlerden biri olan ağaç dikmek ve tabiatın, özellikle de biyosfer rezervi olarak belirlenen bölgelerin korunması geliyor. Bu çerçevede kendilerine net sıfır emisyon hedefi koyan ülkelerin ya da uluslararası şirketlerin, ağaç dikme programlarına yatırım yapmak suretiyle karbon yakalanmasına katkı sağlamayı taahhüt ettiklerini görmek mümkün.
Net sıfır emisyona erişmek için birçok ülkenin ve kurumun hedef olarak belirlediği 2050 yılında 2.5 milyar kişinin şehirlerde yaşaması bekleniyor. Dolayısıyla belediyeler ve özellikle büyük metropoller sürdürülebilir bir şehircilik anlayışıyla sera gazı emisyon miktarının azaltılmasında çok önemli bir role sahip. Net sıfır emisyon politikalarının olumsuz tarafı küresel firmalara ağaç dikme inisiyatiflerine destek vermek gibi, üretim süreçlerini değiştirmeden karbon telafisi yapabilme seçeneği sunması. Bu çerçevede şirketlerden net sıfır emisyon stratejilerini oluştururken iklim bilimiyle uyumlu kıstasları temel almaları bekleniyor. Telafi faaliyetleri ise net sıfır emisyon için geçerli bir yöntem sayılmıyor. Tüm bu bilgilere Energy and Climate Intelligence Unit’in hazırladığı, net sıfır emisyon politikaları takibi (“Net Zero Tracker”) sayfasından erişmek mümkün. Sayfadaki grafikte, net sıfır emisyon hedefinin tartışmaya başlandığı onlarca ülkeye de yer verilmiş. Jürinin değerlendirmesi sonucu desteklenmeye değer görülen çalışmaların sahiplerine 11,000 liralık eğitim ve araştırma bursu verilecek. Bu bursun yarısı çalışmanın başlangıcında, kalan yarısı ise çalışmanın yayına hazır hâle getirildiğinin jüri tarafından onaylanmasıyla gazetecilere ödenecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun alıntılanan açıklaması deniz kirliliğini önleme çabalarının temelinde atıksu arıtma tesislerinin olduğunu ortaya koyuyor.
- The Beckwourth Complex ismi verilen Kaliforniya’daki bu yılın en büyük orman yangını Pazartesi sabahı itibariyle 362 kilometre karelik alanı etkisi altına almış durumda olduğu bildirildi.
- 1927’de ülkenin ilk kooperatif konut projesini finanse ediyor ve grev yapan işçiler için kredi desteği sağlıyor.
- Müsilaj sorunu ve daha genel olarak Marmara Denizi’nde geriye dönüşü olmayan seviyelerdeki kirlilik şapkayı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor.
Yeni nesil binaların yaygınlaşmasındaki en büyük engel hâlihazırda bir hayli maliyetli olmaları. Avrupa Birliği, gelişmiş mühendisliğin ve mimari tekniklerin getirdiği bu yüksek maliyetleri düşürerek sıfır ya da pozitif enerji binaların yaygınlaşmasını sağlayabilmek amacıyla ZERO-PLUS adında bir proje başlattı. Kanadalı Alamos Gold şirketi ve onun yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik, 2019’da valilik izniyle Kirazlı köyünde ağaç kesimlerine başlamıştı. TEMA Vakfı’nın, şirketin ÇED raporuna göre sahip olduğu izin sadece 26,7 hektarlık bir alanken, 613 hektarda 195 bin ağacın kesildiğini açıklaması büyük yankı uyandırdı\. Müşteri hizmetlerimizle 7/24 canlı sohbet üzerinden iletişime geçin. mars bahis\. Doğa savunucuları 26 Temmuz 2019’da Su ve Vicdan Nöbeti’nde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından onbinlerce kişi doğayı korumak için nöbete katıldı. Müsilaj sorunu ve daha genel olarak Marmara Denizi’nde geriye dönüşü olmayan seviyelerdeki kirlilik şapkayı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor. Bugüne kadar ortaya konan yaklaşım Türkiye’de aslolanın inşaat sektörü ve sanayinin çıkarları olduğunu apaçık ispatlar nitelikteyken, ancak göz boyamanın ötesine geçen, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine dayalı bir iklim ajandası bu boyuttaki sorunlara çözüm üretebilir. Sunulan Eylem Planı’nda böylesine bir iradeye işaret eden herhangi bir vaat göremiyoruz. Şeffaflık ve hesap verebilirliğin artabilmesi için birçok ülkede olduğu gibi önce Paris Anlaşması onaylanıp, net sıfır emisyon gibi somut hedefler konarak köklü değişikliklere gidilmesi şart. Kapsamlı bir yol haritası belirlemeye doğru atılan ilk adım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıkladığı 22 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2018 verilerine göre, tüketicilerin moda trendlerine göre uygun fiyatlı erişim sağlamayı hedefleyen hızlı moda endüstrisi küresel karbon emisyonlarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 2 ila 8’ini oluşturuyor. Maliye, SGK, Kredi Yurtlar Kurumu ve benzeri devlet kurumları, bu birimlere borcunuz olduğunda ve ödemesi geciktiğinde hesabınıza kısmi bloke ya da bloke koyabilir. Bu kurumlar dışında MASAK adıyla anılan Mali Suçlar Araştırma Kurulu da hesap blokesi işlemi yapabilir. Bu kurum tarafından konulan blokeler, hesaplara yüksek tutarların giriş ve çıkışı olduğunda gerçekleşebilir. Burada amaç, hesap sahibinin kara para aklama suçuyla ilişiği olup olmadığının araştırılmasıdır.
Bu sene zirvenin yedincisi 26 Ekim Salı günü Paris’te, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Fransız Ekonomi, Finans ve Bakanlığı’nın himâyesinde gerçekleşti. Katılımcıları, atölyeye kayıt yaptıranlar arasından eğitimciler belirleyecek. Bu nedenle lütfen formdaki soruları yanıtlarken atölyeye katılmanın size neler katmasını beklediğinizi, hangi becerilerinizi geliştirmek istediğinizi, iklim ve ekoloji başlığı altında merak duyduğunuz konuları detaylı bir şekilde anlatınız. Eğitiminiz veya deneyiminizden ziyade, başvuruları doldurmakta gösterilen özen katılımcıları seçmekte belirleyici olacak. Atölyede sunumları iklim ve ekoloji muhabiri Tansu Pişkin ve Gezegen editörleri Zeynep Yüncüler ile Özgün Özçer gerçekleştirdi. Tansu Pişkin, bilgi ve görüş toplama, iklim haberciliği terminolojisi, bilgi doğrulama ve toplumsal cinsiyet odaklı iklim haberciliği konularını anlattı. Zeynep Yüncüler ise metin yazımı tekniği, başlık, spot ve fotoğraf altı gibi haberlerin yan unsurlarının yazımı, görsel kullanımı esasları, soru sorma teknikleri ve gazeteciliğin temel ilkeleri başlıklarıyla sunumlar yaptı. Özgün Özçer de farklı haber kurguları ve haber diline dair temel metodolojik yaklaşımlardan bahsederken, haberlerde fikri takip unsuruna ve bilgi edinme başvurularının nasıl yapılabileceğine dair bilgiler paylaştı ve yabancı mecralardan iklim haberi örnekleri sundu. Katılımcıların pratik yapmalarını, pratik yaparken beliren sorular üzerine hep birlikte düşünmelerini sağlamak amacıyla atölyede çeşitli uygulamalara ve oyunlara da zaman ayırdık. İki haftaya yayılan oturumlarda bizimle birlikte olan sekiz katılımcı atölyenin bir devamı olarak Gezegen’de yayınlanacak bir haber hazırlayacak. Bekiroğlu ise ODTÜ rektörlüğünün geçmişte “ODTÜ Ormanı ve ODTÜ’nün Dereleri” isimli bir etkinliğe bile “ODTÜ’yle ilgili olmadığı” gerekçesiyle izin verilmediğini anlatıyor. “ODTÜ’nün ormanı ve derelerini ODTÜ’yle ilgili bulmayan atanmışlar hem iklim krizinin hem toplumsal cinsiyetin herhangi bir meseleyi kesen temalar olduğunu anlamıyor olabilir.
İcra daireleri ya da savcılıklar tarafından verilen emirle başlatılan blokeler, mahkeme kararı ile işleme alınır. Jeoekonomik güç, kısa tanımı ile askeri ve siyasal araçlardan çok ekonomik araçlara dayanan güçtür. Bu gücün kullanılmasında coğrafya, ekonomi, bilim ve teknoloji politikaları, eğitimli nüfus, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının dağılımı ve erişilebilir olması önem taşımaktadır. “Yavaş Gıda” akımının tarihi, 1986’da Roma’da Mc Donald’s şubesinin açılışına karşı düzenlenen protesto eylemine dayanıyor. 1990’lı yıllardan itibaren tarımda GDO’ların yaygınlaşmasıyla birlikte büyük bir direniş doğdu. Günümüzde ise C40 Şehirler ağı bünyesinde gıda üretim ve tedarik sürecinde sera gazını azaltmanın gerekli olduğuna dair bilinç yükseliyor. Ağ tarafından hazırlanan, şehirlere israfı ve gıda atıklarını azaltmak, organik tarım metotları ile üretilen gıdaları yurttaşlara sunmak konusunda sorumluluklar atayan deklarasyonu hâlihazırda 14 üye şehir imzaladı. Net sıfır emisyon hedefine kanun gibi bağlayıcı olmayan, ancak uzun vadeli stratejilerin pratiğe geçirilmesini sağlayan çeşitli politika belgelerinde yer veren 18 ülke daha bulunuyor. – Sanayi, tarım ve kentsel planlama politikalarında enerji verimliğini arttırmaya yönelmek, bunu sağlayacak yeni teknolojilerin ve süreçlerin geliştirilmesini desteklemek.
Ve günümüzde Soğuk Savaş sonrasında değişen koşullar çerçevesinde bunlara bir de jeokültürel yaklaşımla medeniyetler çatışması (Huntington, 2002) eklenmiştir. Jeostratejik modelin temel vurgusu devletlerin yaşamsal çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla askeri stratejinin ön planda tutulmasıdır. Bu strateji geniş toprak egemenliğinin kurulması veya denetlenebilmesi için stratejik bölgeler, boğazlar ve doğal kaynaklar üzerinde odaklanmıştır. Büyük güçlerin dünya egemenliği ve denetimini simgeleyen jeostratejik yaklaşım rakip güçlerin sınırlandırılmasını hedeflemektedir ve strateji buna göre çizilmektedir. Bu stratejilerden gerek Soğuk Savaş öncesinde ve Soğuk Savaş süresince ve sonrasında önemini sürdüren canevi(kalpgah)-kenarkuşak/heartland-rimland dir. Soğuk Savaş la ideoloji ve politikanın önem kazanması jeostratejinin jeopolitikle içiçe geçmesine neden olmuştur ve jeostratejik yaklaşımlar jeopolitik modellerde de belirleyiciliğini korumuştur. Jeoekonomik modelde ise ekonomik egemenlik ve üstünlük, devletlerin yaşamsal çıkarları için dünya coğrafyasını yeniden biçimlendirmektedir. İlkel jeoekonomik yaklaşımda küresel güçlerin dünyayı paylaşımı ve barış içinde birarada yaşama aracı olarak öngörülen jeoekonomik modelde merkez-çevre/core-periphery ayrışması ile her merkez ülke etrafında oluşturulan bir çevresel alan vardır. İleri de daha ayrıntılı incelenecek olan jeoekonomik model, dünyanın iklim kuşakları ve coğrafi şartlar temelinde, sanayi merkezleri etrafında bölüştürülmesini esas alır.